Maslak'ta Eski Büyükdere Caddesi'nin üzerinde eski bir fabrika arsasında, topluca veya kat bazında pazarlayacakları yaklaşık 500 m² büyüklüğünde katlardan oluşan ve farkedilebilir bir niteliği olan bir büro binası tasarlamam isteniyordu. İşverenler, mimarlık sanatına değer veren kişilerdi. Eskiz aşamasından itibaren, mimari çözümleri ve kaygıları onlarla paylaşmaktan zevk aldım.
Arsanın formu ve imar koşulları, ilk aşamada yalın, dikdörtgen prizması şeklinde bir bina akla getiriyordu. Ancak, yakın çevreyi inceledikçe, homojen bir kentsel dokuda ilginç olabilecek bağlamcı (contextuel) bir alçakgönüllülüğün, hiçbir kentsel planlama tasası olmadan gelişen kaosun göbeğinde anlamsız olacağını farkediyordum.
Kapital İş Merkezi, Fransa'daki öğrencilik yıllarım ve çalışma yaşamımdan sonra, Türkiye'deki yapı sürecinde aktif olarak rol almama vesile oldu. Fransa'da edindiğim bilgi birikimini ve özellikle kentsellik tasasını Türkiye'deki ilk binamda kullanmak istiyordum. Gün boyunca camları açılmayan yüksek binalara hapsolarak çalışıp, öğlen tatillerinde yaya olarak gidecek bir yerleri olmayan insanlara, içinde bir cafe olan bir iç sokak vermek istedim. İlk eskizlerde ana caddeyle arka sokağı birbirlerine bağlayan basit bir pasaj olarak beliren iç sokak, kotu düşürülmüş bir iç bahçe, iç bahçeye açılan bir café, yeşillikler, kaskad havuzlarla zenginleşti. Her ne kadar kullanıcı güvenlik nedeniyle iç sokağı kapattıysa da, gelecekte düşlediğim yaya yaşamının varolabileceğini umuyorum.
İşverenin ve arsanın isteklerinin örtüşüyordu. Binanın farkedilebilir bir kimliği olmalıydı. Bazen, parçalı ve hareketli küçük yapıların, büyük yapılardan daha fazla dikkat çekilebileceğini düşünüyordum. Dolayısıyla, iş merkezinin kütlesi parçalı ve hareketli olacaktı. Başlangıçta, kütleyi ikiye böldüm. Sonra, cadde tarafındaki dairesellik, kurşun kalemin eskiz kağıdını ısrarlı okşayışları arasında belirdi. Dairesel form, salt varlığıyla binaya bir karakter kazandırdı. İçeride, açık ofis olarak kullanılabilecek, caddenin ağaçlı perspektivine açılan bir iç mekan oluştu. Dönel etki, metal güneş kırıcılarla pekişti.
Kare planlı kütle, yuvarlakla kontrast oluşturur. Bu kütlenin cepheleri yönlerin ve çevrenin istekleriyle şekillendi. Yüksekçe bir binanın bulunduğu batı yönünde, cadde tarafındaki silindirel kütleye fon oluşturan alçak yatay bant pencereler ve brüt beton sağırlıklar. Komşu binanın alçak olduğu doğu yönünde dairesel planı kütlenin önündeki güneş kırıcılara bağlanan, kediyollarının, korkulukların, güneş kırıcıların oluşturduğu dantelimsi bir örtü.
İki kütlenin arasındaki boynu da hareketlendirerek, içte geçiş mekanlarını insan ölçeğine getirip, dışta ise dinamik eklemlenmeler oluşturmak istedim. Tüm zemin kotunun siyah granitle kaplatarak, binanın beyaz brüt beton yüzeylerin ve metal güneş kırıcılarıyla koyu renkli bir kadife fonun üzerinde duran bir mücevher gibi olmasını amaçladım.
Y.Mimar Nedim Sisa / Tekeli-Sisa Mimarlık